Elimde 20 Nisan 1960 tarihinde yayımlanan Yeni Sabah gazetesinin nüshalarının fotokopileri var.
O dönem çıkan Yeni Sabah gazetesinin manşetten verdiği haber başlıklarına ve bir iki cümleyle haber içeriklerine bakalım:
Güney Kore’de binlerce talebe polisle çatıştı, 60 kişi öldü. Talebeler, Reisicumhurun sarayına 400 metre kala durduruldu. Hükûmet, örfî idare ilân etti.
Bu haberin altında, bir meydanda öğrencilerle , güvenlik güçlerinin karşı karşıya geldiği Güney Kore manzaraları…
Yine başka bir başlık:
Güney Kore’de talebeler dün de nümayiş yaptılar. Orfî idare kumandanı, haklı olduğuna inandığı için, geçen hafta talebeye ateş açılmaması emrini verdi.
Şimdi de, bu haber başlıklarının ve fotoğraflarının bulunduğu sayfanın hemen altındaki haber metnine bakalım:
Balıkesir’de talebeler sessiz yürüyüş yaptı.
Bir diğer haber, Eskişehir’de talebeler dağıtıldı. Yine hemen altında, Kore’de talebeler Meclisi bastılar.
Tarih ne demiştim?
20 Nisan 1960. Yani 27 Mayıs 1960 darbesine giden sürecin son dönemeci.
Daha sonraları fark ve ilan edilecekti ki; o dönemki Yeni Sabah gazetesi, Güney Kore’de ve o dönem yine Irak’taki kargaşayı örnek gösterdikten sonra, bilinçli ve sistematik olarak Türkiye’deki olayları da hemen o haberlerin altına haber yapıyordu.
Amaç, malûm mesajı subliminal olarak vermek, yani bilinçaltına hitap eden kontrol mekanizmasını çalıştırarak klasik bir gazetecilik tekniğini kullanmak...
Bugünkü Milliyet’in internet sayfasında bir fotoğraf.
Bugünkü Milliyet’in internet sayfasında bir fotoğraf.
Kamuflajlı bir asker fotoğrafı.
Bir asker, capcanlı yılanı yemek üzere ve dişlerini yılanın bedenine geçirmiş.
Haber başlığı da şu:
İç Savaşın olumsuz etkilerine karşı böyle hazırlanıyorlar. Canlı canlı yedi !
Dünyanın bilmem neresinde bir iç savaş varmış da, işte o yüzden askerler bu şekilde hazırlanıyormuş.
PKK’nın terör saldırılarını kontrolü kaybetmişçesine artırması ve ülkenin belki de son çeyrek asırdaki en kritik dönemeçten geçtiği, yeminli Türkiye düşmanlarının da desteği alınarak iç savaş provalarının yapıldığı böylesi bir evrede, söz konusu haberin fotoğrafının değil belki ancak, haberin başlığının, gazetemizin editörlerinin gözünden kaçtığına olan inancım tamdır.
Sabrın sonu ile